Hayal kırıklığı çok ağır. Bir hayale sahip olmamak da öyle. Devam etmek cesaret istiyor, başlamak da öyle
İnsan hep eskiyi özlüyor. Daha umutlu olduğu günleri. Daha bir her şeyin renge büründüğü vakitleri. İnsan tatlı sabahları istiyor ferah akşamları.
Üzücü oluyor her şey günden güne. İnsan burukluğunu sırtlıyor. Anlatmaktan vazgeçiyor kendini eşe dosta.
Çünkü hiçbir şey yetmemiş oluyor. Ne yapsa olmamış oluyor. Noktayı koymuş oluyor hayat, daha söyleyecek iki çift lafın olmasına rağmen.
Tükenmiş oluyor mumlar ve yine akşam geliyor. Hava kararıyor, insan kendine çekiliyor usulca. Tıpkı çocukluğundaki gibi. Kendine verdiği sözleri hatırlıyor. Vadesi dolmuş her şey rafa kalkıyor böyle akşamlarda.
Fakat insan da o vadelerle rafa kalkmak istiyor. Bir kutunun içinde ve köşelerde unutulmak istiyor. Öylesine bir unutuluş ki kendine bile rastlamamak istiyor.
Bir kaç şiir sadece hafızasında. Yalnızca iki üç satır. Bozuk bir plak gibi tekrarlamak istiyor.
Daha farklı bir ihtimale tutunuyor. "Ben" diyor mesela, "başka bir hayatta, bambaşkayım."
