Düşünecek ne kadar çok şey var değil mi? Geçmiş ve gelecek. Bugüne dair her şey. Yarına dair kaygı. Düne dair keşkeler... Sanki bir çemberin içindeyiz ve mütamadiyen aynı noktaya geri dönüyor gibiyiz.
Her şey zihnimizde başlıyor ve orada bitiyor. Gün içerisinde yüzlerce düşünce zihnimizde adeta dans ediyor. Durum böyle olunca kendi düşüncelerimizden yorularak güçsüzleşebiliyoruz. Aslında bu bedensel bir yorgunluk hâli değil. Çoğunlukla mental.
Gerçekten bedensel olarak sıfıra yakın olabilirsiniz. Ama zihinsel olarak olumlu bir düzeyde iseniz bedeniniz de zihninize eşlik ediyor ve enerji olarak yükseliyorsunuz. Diğer yandan bedensel olarak fevkalade bir durum içerisinde iken zihinsel yorgunluk ve gelgit halleri ne yazık ki sizi bedensel olarak da o seviyeye doğru çekebilir
Zihin de beden gibi. Yoruluyor, dinleniyor ve olumlu olumsuz her şeyden besleniyor. Hatta kendi kendine konuşuyor. 😊
Rüyalarımız mesela. Zihnimizin uykuda dinlendiğini düşünüyoruz ama aslında o sürekli aktif ve görev halinde. Gün içinde düşündüğümüz, etkisi altında olduğumuz durumlar rüyalarımızda bir tiyatro perdesi gibi oynamaya devam ediyor.
Diğer yandan hiçbir şey düşünmemeye çalışsak bile ki bu çok zor. Zihin arka planda çalışmaya devam ederek bilinçaltını sürekli önümüze getiriyor.
Durum böyle olunca kendimize soruyoruz; "Bu kafa ne zaman susar ya da zihnimi dinlendirebilmem ve yenilemem mümkün mü?" diye. Bu sorunun cevabı kişiden kişiye göre değişebilir. O yüzden kısmen evet kısmen hayır. Bazı yöntemler var ve onları hayatımızın bir parçası haline getirebilirsek bunu başarabiliriz.
Ama şu gerçeği unutmayalım ki, zihnin yorulması gayet normal. Ona da bedenimize gösterdiğimiz özeni göstermemiz gerekiyor. Çeşitli yöntemlerle olumlu bir işleyişe yönlendirmemiz gerekiyor. Peki, nedir bu yöntemler?
Hadi gelin! Kendi hayatımda uyguladığım ve başarılı olduğum bazı tekniklere göz atalım.👇
Sessiz Alan İhtiyacı
Bir çok şeye ihtiyaç duyuyoruz bu hayatta. Özellikle sınırlara ve bir anlığına olsun durmaya. Sınırlar da bir durma ve durdurma biçimidir. Bizi yoran her zaman kendimiz değil, dış şartlardır aynı zamanda. Sınırlar sayesinde onlara ket vurma şansı elde edebiliriz. Ve en önemlisi kendimizi dinlemek için alan kazanırız.
Bazen durmamız lazım. Daha iyisine doğru yol alabilmek için yaşam içinde soluklanmamız lazım. Ancak durursak her şeyi daha net görebiliyoruz. Aksi takdirde bu teleşa kapılan dünyanın anlık görünen ve kaybolan bir varlığı oluyoruz. Durursak daha iyi görür ve daha iyi düşünürüz.
Bunları yapabilmenin temel koşulu ise biraz sessizlik.
Zihnimizdeki gürültüyü bastırmak istiyorsak önce dünyayı sessize almamız gerekir. Bu basit değil elbette. Bazen mutlak bir sessizlik halinde bile zihin işler. Böyle anlarda zihnin akmasına izin verirsek bize çok şey anlatacaktır. Çünkü hiçbir şey sebepsiz değil.
Zihin akmaya devam ederken daha olumlu bir sessizlik haline geçersek bu sefer o sizi dinlemeye başlar. Bunu yaparken düşüncelerimize haksız etmemeli ve aslında bütün o gürültünün bizim duygusal yansımamız olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.
Bir süredir haksızlık hakkında düşüncelere sahipsiniz diyelim. Zihin bu konuda sürekli meşgul ve hayatınızı etkileyen bir tavır sergiliyorsa bunun sebebi haksızlık hakkındaki tutumunuzdur. Demek ki kendi değerinizin farkındasınız ve haksızlık karşınızda zihniniz ekstra bir mücadele sergiliyor.
Sessizce kendinizi dinleyin. Daha fazlasını düşünmeye çalışmayın sadece izin verin zihniniz son sözünü söyleyene kadar anlatmak istediğini anlatsın.
Düşünceleri Yönetmek
Çok daha etkili bir yöntem. Sınırlardan bahsettik. Dışsal şartları minumum düzeye indirmeye çalıştık. Şimdi gelelim içsel sınırlara ve şartlara.
Biz zihnimizle savaş halinde değiliz. Biz onu anlamak istiyoruz. Aynı zamanda onu biçimlendirmek de işimizi uzun vadede kolaylaştıracaktır.
Zihninizde ağır düşünceler var ve sizi yoruyor. Bu durumda ağır düşünceleri bastırmadan onları olumlu düşüncelere çevirin. Örneğimize dönelim; haksızlık hakkında düşünüyorsunuz ve artık yoruldunuz düşünmekten. Önce biraz durduktan sonra kendinize şunu hatırlatın; "Ben bu durumdan rahatsızım çünkü yaşam boyu hakkı gözeten bir insan oldum hep. Bana veya başkasına bu şekilde davranılmış olması öfkelenmeme yol açtı ve bu gayet normal. Öfke beni ele geçirmesin ama hak olgusu benim için önemli olmaya devam etsin. Ben de eğer elimden geleni yaptıysam bu sorunu artık kendime yük etmemeyi seçiyorum."
Bunu demek neden önemli? Çünkü yaşam akıyor. Hayat yeterince zor. Zihnimizde barındırdığımız her düşünce için seçici olmalıyız. Eğer bizi yoran düşünce daha genelgeçer bir olayla ilgiliyse, ona da bir miktar zaman ayırdıktan sonra olumlu düşüncelere yer açmalıyız.
Gerçekten hayatımızda yoluna giden şeyler varsa ve öyle olmasa bile bir gün her şeyin yoluna gireceği düşüncesini zihnimize sabitleyebiliriz. Bu zihnimizi biraz rahatlatacaktır.
Bakış Açıları
Yeni fikirler ve yaşam tarzlarına kapımız her zaman açık olsun. Bu zihni yenilemenin en eğlenceli yolu. Herhangi bir şeyde takılı kalmamak prensibimiz olsun.
Farklı açılardan bakalım dünyaya. Bizi rahatsız eden durumlara dahi. Elimizden geleni yaptıktan sonra yolumuza devam edelim.
Bazen hayat durur. Hiçbir adım atamazsınız. O noktada siz de durun ve zihninize karşı yumuşak davranın. Olumsuz düşünceyi beslemeyin. Olumluyu daha çok öne çıkarın ki, o galip gelsin. Yaşam zaten zor. Zihnimiz hiç değilse biraz olsun sakinleşsin.
Size iyi gelen kitapları okuyun. Zihninizi dinlendirecek müzikleri dinleyin. Kaostan biraz uzaklaşın. Bakış açınız değişince yaşam da değişiyor. Zihin bir toprak gibi. Her şeyden etkileniyor. Güneş, su, konum ve diğer çevresel şartlar. Ama bir insan yerini değiştirebilir. Zihin onu takip eder. Bu durumda çevresel faktörler onu etkilemeye de devam eder. O yüzden toprağımızı yenileyelim sürekli. Taze düşüncelerle devam edelim yolumuza.
Son Söz: Yeni Bir Zihin, Yeni Bir Hayat Demek
Hayatımız düşüncelerimizden etkilense de tamamen onun etkisi altında değil, dış şartlar oldukça belirleyici. Yaşamın gidişatı bulunduğumuz çevre ve insanlar, belirli davranış kalıpları ve rutinler. Bizi oldukça yorabiliyor. Ama en önemlisi inancımız.
Bir gün her şeyin yoluna gireceğine dair olan inancımızı hep diri tutalım. Zihnimizin yenilenerek güzellikten besleneceğine inanmamız gibi.
Yenilenen bir zihin sizi daha az yorar. Uykularınız düzene girer. Diğer sorumluluklarınıza daha berrak bir zihinle odaklanmanız kolaylaşır. Kendi sesinizi bulabilirsiniz. Daha net görebilirsiniz her şeyi. Bu da kendi yolunuzda yürümeniz için en önemli koşullardan biridir.
Yenilenmekte sorun yok. Bazen mecburiyet. Bunu bilinçli bir şekilde, farkında olarak yapmaya çalışırsak yeni bir hayatın da kapılarını aralayabiliriz.


